Güneş ışınlarının zararları

Güneş dünyamıza üç tip ışın yaymaktadır. Bu ışınlar ultraviyole-mor ötesi (UV), infra red-kızılötesi (IR) ve görünür ışınlar adlarını almaktadır. Bu ışınların % 7’si mor ötesi, % 47’si kızılötesi ve % 46’sı ise görünür ışık şeklindedir.

Cildimize ve gözlerimize asıl zararı veren ışınlarsa UV dediğimiz bu mor ötesi ışınlardır. Yıllar boyunca güneşin hiçbir zararlı etkisini görmesek bile biz farkında olmadan bu ışınlar hücrelerimizi etkiler ve bu etkilerin birikimi sonucunda vücudumuzda çeşitli kalıcı zararlar ortaya çıkabilir.

Güneş ışınlarının zararları kısaca bahsetmek gerekirse güneş yanığı, kırışıklar, çillenme, solar keratoz, çiftçi dudağı, katarakt, skuamöz hücre kanseri ve melanom olarak sıralanabilir.

Hanımların vazgeçilmezi olan bronz bir cilde sahip olmak güzelliğin yanısıra çeşitli zararlar da getirmektedir. Cildimizde geçici bronzlaşmayı sağlayan esas faktör UV-A adı verilen ışınlardır.

Cilt hücrelerindeki melanin pigmenti sentezini etkileyerek kalıcı bronzluğu sağlayan ise UV-B adı verilen ışınlardır. UV-C ışınlarıysa ozon tabakası varlığında dünyamıza ulaşamazlar. Oysa kutuplardaki ozon deliği nedeniyle maruz kaldığımız UV-C ışınları çok zararlıdır ve cilt kanserlerinin belli başlı nedeni olarak anılmaktadır.

[irp]

Güneş yanıklarının etkileri ciltte kızarıklık, acı, su kabarcıkları oluşması şeklindedir. Güneşe direkt olarak bakmak ve güneş gözlüğü kullanmamak katarakt ve görme kayıplarına yol açabiliyor. Güneşin yakıcı olduğu saatlerde uzun süre güneşin altında oturmak güneş çarpmasına yola açabilmektedir.

Güneş çarpmasının etkileri ise bitkinlik, halsizlik, kuru bir cilt, hızlı soluk alıp verme, hızlı nabız, baş ağrısı, kas krampları, tutarsız konuşmalar, agresif konuşma ya da davranışlar, şaşkınlık, çevrede olup bitenleri anlayamama, uyuklama, sersemlik, bulantı, kusma ve en sonundaysa bilinç kaybıdır.

Güneşin cildi kırıştırıcı etkisi, cilt hücrelerinde bulunan ve tip 1 adı verilen bir kolajen türünün güneşe uzun süre korunmasız olarak maruz kalınması sonucu azalması ile oluşmaktadır.

Hanımlar ciltlerinin erken kırışmasını ve yüzlerinde halk arasında çil adı verilen kahverengi lekelerin oluşmasını istemiyorlarsa güneşe dikkat etmeli ve güneşten korunmaya özen göstermelidirler. Kalp hastalarının güneşte fazla kalması kalp krizi ve felç riskini arttırmaktadır.

Güneşin altında alkollü içecekler ve ağır yemekler tüketmekten de kaçınmak gerekiyor. Bu arada hatırlatmakta fayda vardır ki güneşten en çok etkilenenler çocuk ve yaşlıların yanı sıra, cilt hücrelerimizde bulunan ve güneşin zararlı etkilerinden korunmamızı sağlayan melanin adı verilen bir pigmentin azlığı sebebiyle açık tenli, renkli gözlü, sarı ya da kızıl saçlı kimselerdir.

Döküntülü hastalıklar

Radyasyonun zararları

Bizi Facebook tan takip edebilirsiniz.

Sağlık Kanalı

Give a Comment