Meme kanseri, dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Türkiye’de her yıl yaklaşık 27 bin kadına meme kanseri tanısı konulurken, her 18 kadından biri yaşamı boyunca bu hastalığa yakalanma riski taşıyor. Erken teşhis, tedavi sürecinde önemli bir rol oynar ve meme kanseriyle mücadelede etkili bir strateji olarak öne çıkmaktadır. Bu yazıda, meme kanserinin belirtileri, risk faktörleri, erken tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi vereceğiz.
İçindekiler →
Meme kanseri, Türkiye’de ve dünyada kadınlarda en yaygın kanser türü olup, önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturuyor. Genellikle memedeki süt bezlerinde veya süt taşıyan kanallarda gelişen bu kanser türü, nadiren de olsa meme dokusundaki yağ ve bağ dokusunda da görülebilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl yaklaşık 2,3 milyon kadın meme kanseri teşhisi alırken, bu hastalık kadınlarda görülen tüm kanserlerin yüzde 23,8’ini oluşturuyor.
Meme kanseri genellikle erken dönemde belirti vermez. Ancak ilerleyen aşamalarda fark edilebilecek bazı belirtiler, hastalığın varlığını gösterebilir. En yaygın belirti, memede ağrısız bir şekilde büyüyen bir yumrudur. Ayrıca aşağıdaki belirtiler de meme kanserinin habercisi olabilir. Akciğer kanseri ile ilgili daha fazla bilgi için bu bağlantıyı inceleyebilirsiniz.
Meme kanseri, memenin şeklinde ya da boyutunda değişikliklere neden olabilir. Portakal kabuğu şeklinde bir görünüm veya meme ucunda çekilme görülebilir.
Meme ucundan gelen kanlı akıntı da bir uyarı işareti olabilir. Bu durum, kanserin bir belirtisi olabileceği için vakit kaybetmeden bir doktora başvurulması gerekir.
Koltuk altında veya köprücü kemiği çevresinde şişlik veya kitle oluşumu da meme kanserinin erken belirtilerindendir.
Meme kanserinin oluşumunda genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birleşimi önemli bir rol oynar. Aşağıda belirtilen faktörler, meme kanseri riskini artıran durumlar olarak kabul edilir:
BRCA1 ve BRCA2 gibi belirli gen mutasyonları, meme kanseri riskini artırır. Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan kadınlar da bu hastalığa daha yatkındır.
Tütün ve tütün ürünleri kullanmak, aşırı alkol tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı ve aşırı kilolu olmak, meme kanseri riskini artıran faktörlerdir. Ayrıca menopoz sonrası hormon tedavisi uygulanan kadınlarda da risk artabilir.
Hiç doğum yapmamış olmak, geç doğum yapmak ve emzirmemek de meme kanseri riskini artırabilir. Erken adet görmek ve geç menopoza girmek de bu risk faktörlerine dahildir.
Meme kanseriyle mücadelede erken teşhis, hayati önem taşır. Erken evrede teşhis konulan hastalarda tedaviye yanıt oranı çok daha yüksektir. Sağlık Bakanlığı, erken teşhis için çeşitli tarama programları ve farkındalık çalışmaları yürütmektedir. Türkiye’de, kanser tarama programları kapsamında, meme kanseri farkındalığını artırmak ve erken tanı oranlarını yükseltmek amacıyla kadınlar düzenli taramalara yönlendirilmektedir.
Türkiye’de, Ulusal Kanser Kontrol Programı çerçevesinde kadınlar için düzenli olarak meme kanseri taramaları yapılmaktadır. Bu taramalar, aşağıdaki yöntemleri içermektedir:
20 yaşından itibaren her kadının ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapması önerilmektedir. Bu basit yöntem, erken dönemde memedeki herhangi bir değişikliği fark etmeye yardımcı olabilir.
20-39 yaş arasındaki kadınlar, her iki yılda bir klinik meme muayenesi yaptırmalıdır. 40-69 yaş arasındaki kadınlar ise yılda bir kez bu muayeneyi yaptırmalıdır.
40 yaşından itibaren kadınlara her iki yılda bir mamografi çektirilmesi tavsiye edilmektedir. Mamografi, meme kanserini erken evrede tespit etmek için en etkili tarama yöntemlerinden biridir.
Meme kanseri tedavisi, hastanın kanser evresine, yaşına, genetik özelliklerine ve genel sağlık durumuna göre özelleştirilir. Başlıca tedavi yöntemleri şunlardır:
Kanserin memede bulunduğu evreye göre, cerrahi müdahale ile tümörün çıkarılması gerekebilir. Erken evrelerde yapılan cerrahi müdahale, tedavi sürecinin başarılı olmasına olanak tanır.
Kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Radyoterapi ise kanserli hücrelerin yok edilmesinde kullanılan bir diğer etkili tedavi yöntemidir.
Bazı meme kanseri türlerinde hormon tedavileri kullanılabilir. Ayrıca, hedefe yönelik tedavi ve immünoterapiler, kanser hücrelerinin daha spesifik şekilde hedef alınmasını sağlar.
Meme kanseri tedavisinde erken teşhis, hayati öneme sahiptir. Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri hastalarında sağ kalma oranı, %90’a kadar çıkmaktadır. Bu nedenle, erken taramalar ve düzenli kontroller, meme kanserine karşı mücadelede en etkili yol olarak öne çıkmaktadır.
Türkiye’de, Ulusal Kanser Kontrol Programı kapsamında, halk sağlığını korumak amacıyla ücretsiz meme kanseri taramaları yapılmaktadır. Bu taramalar, Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) ve Mobil Kanser Tarama Araçları aracılığıyla kadınlara sunulmaktadır. Bu sayede, meme kanseri gibi ciddi bir hastalığın erken evrede tespit edilmesi sağlanır.