Hasta çocuğunuzu okula göndermeyin! Uzm. Dr. Yazgan, enfeksiyonlara karşı uyardı: Dinlenme, test ve erken müdahale çok önemli. Sonbahar aylarının gelmesiyle birlikte çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi bir artış yaşanıyor. Uzmanlar özellikle bu dönemde grip (influenza), parainfluenza, RSV (Respiratuvar Sinsityal Virüs) ve koronavirüs gibi virüslerin etkili olduğunu belirtiyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ragıp Hamdi Yazgan, aileleri özellikle hasta çocukların okula gönderilmemesi konusunda uyardı: “Lütfen hasta çocukları okula göndermeyin. Dinlenmeleri, bol sıvı almaları ve evde istirahat etmeleri iyileşme süreçleri için kritik öneme sahip.”
İçindekiler →
Dr. Yazgan’a göre, özellikle sonbahar ve kış aylarında solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan virüsler daha aktif hale geliyor. Bu enfeksiyonlar ilk etapta viral olsa da, vücut direncini düşürdükleri için bakteriyel enfeksiyonlara zemin hazırlayabiliyor. Böyle durumlarda yalnızca burun tıkanıklığı ya da öksürükle başlayan hastalıklar, zamanla alt solunum yollarına inerek bronşit, bronşiolit hatta zatürre (pnömoni) gibi ciddi komplikasyonlara dönüşebiliyor.
Çocuklarda görülen belirtiler, yaş grubuna göre farklılık gösterebiliyor. 2 yaşın altındaki bebeklerde en sık görülen belirtiler arasında huzursuzluk, iştahsızlık, burun akıntısı, beslenme güçlüğü, kusma, ateş ve öksürük yer alıyor. Daha büyük çocuklarda ise boğaz ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, öksürük ve yüksek ateş daha belirgin hale geliyor. Ergenlik çağına yakın yaş grubunda hastalık genellikle burun ve boğaz kuruluğu, tahriş, öksürükle başlıyor; ilerleyen günlerde burun akıntısı, kas ve baş ağrısı, halsizlik ve ateş ekleniyor. Dr. Yazgan ayrıca, hastalığın ilerleyen safhalarında burun akıntısının koyulaşabileceğini, öksürüğün şiddetlenebileceğini ve karın ağrısı gibi ek şikâyetlerin de görülebileceğini belirtiyor.
Hastalığın doğru bir şekilde teşhis edilebilmesi için çocukların erken dönemde bir sağlık kuruluşuna götürülmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yazgan, “Eğer çocuğun ateşi düşmüyor, genel durumu iyiye gitmiyorsa mutlaka bir çocuk doktoru tarafından değerlendirilmesi gerekir. Muayene sırasında hızlı antijen testleri, tam kan sayımı ve gerekirse boğaz kültürü alınarak tedavi planı oluşturulmalıdır” diyor. Bu testler sayesinde viral ve bakteriyel enfeksiyonlar birbirinden ayrılabilir ve gereksiz antibiyotik kullanımı önlenebilir.
Uzman doktor, tedavinin ilk adımının istirahat olduğunu söylüyor. Hasta çocuğun mümkün olduğunca yatakta dinlenmesi, ortamın sık sık havalandırılması, bol sıvı tüketiminin sağlanması ve doktor önerisiyle ateş düşürücü ilaçların kullanılması tavsiye ediliyor. Ebeveynlerin, çocuklarının genel durumu hakkında dikkatli gözlemde bulunmaları ve gerekirse tekrar doktora başvurmaları önemli.

Dr. Yazgan’a göre üst solunum yolu enfeksiyonları kontrol altına alınmazsa, ciddi komplikasyonlara yol açabilir. “Pnömokok, A grubu streptokok, Hemofilus influenza ve stafilokok gibi bakteriler enfeksiyona eklendiğinde, çocuklarda kulak iltihabı, lenf düğümlerinde şişlik, sinüzit, bronşit ve zatürre gelişebilir” diyen Yazgan, özellikle süt çocuklarında komplikasyon riskinin daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
Bazı çocuklarda geçmeyen, sürekli burun akıntısı (kronik rinit) gelişebiliyor. Dr. Yazgan, bunun altında yatan nedenlerin alerjik burun iltihabı, sinüs enfeksiyonları, geniz eti büyümesi, burunda yabancı cisim ya da doğumsal anatomik bozukluklar olabileceğini söyledi. Ayrıca, sık sık burun damlası kullanan ya da yetersiz beslenen çocuklarda da kronik rinit görülebiliyor. Bu durumda mutlaka ayrıntılı bir kulak burun boğaz muayenesi yapılması gerekiyor.
Dr. Yazgan, çocukların enfeksiyonlara karşı en güçlü silahının bağışıklık sistemi olduğunu belirtiyor. Bu nedenle çocukların düzenli ve dengeli beslenmeleri, hasta kişilerden uzak tutulmaları ve kalabalık ortamlara mümkün olduğunca az götürülmeleri gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, “Aşılar kesinlikle ihmal edilmemeli” diyen Yazgan, grip, zatürre ve diğer solunum yolu hastalıklarına karşı geliştirilen aşıların zamanında yapılmasının çocukları ciddi komplikasyonlardan koruyabileceğini söylüyor. Nitekim, bağışıklık sistemini destekleyen aşıların beklenmedik faydaları olduğuna dair bilimsel çalışmalar da mevcut; örneğin Zona Aşısı Kalp Krizi Riskini Düşürebilir mi? Yeni Bulgular Umut Veriyor başlıklı araştırma, bu konuda dikkat çeken veriler sunuyor.
Tüm bu uyarılar göz önünde bulundurulduğunda, sonbahar ve kış aylarında çocukların sağlık durumu daha da büyük bir önem kazanıyor. Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocukların okula gönderilmemesi, hem çocuğun iyileşme süreci hem de diğer çocuklara bulaştırma riski açısından büyük önem taşıyor. Ebeveynlerin dikkatli ve bilinçli hareket etmesi, hem kendi çocuklarını hem de toplumu koruyacaktır.