Kış mevsimi geldiğinde soğuk havayla birlikte susama hissi azaldığı için birçok kişi günlük su tüketimini istemeden de olsa ihmal ediyor. Yaz aylarında terleme yoluyla su kaybı daha belirgin olduğu için vücudun sıvı ihtiyacı fark ediliyor; ancak kışın işler biraz daha farklı ilerliyor. Oysa uzmanlar, soğuk havalara rağmen su içmenin hayati bir önem taşıdığını ve vücudun susuz kaldığında çeşitli sinyaller verdiğini vurguluyor.
Su sadece bir içecek değil; vücudun temel işlevlerini yerine getirebilmesi için vazgeçilmez bir yapı taşı. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Devrim Deniz’e göre, kış aylarında su tüketimini azaltmak bağışıklık sistemi başta olmak üzere birçok sistemi olumsuz etkileyebiliyor.
İçindekiler →
Dr. Deniz, vücutta biriken toksinlerin atılması, sindirim sisteminin düzgün çalışması ve cildin nem dengesinin sağlanması gibi birçok süreçte suyun kritik rol oynadığını ifade ediyor. Kışın terleme azalınca cilt kuruluğu, pullanma, kaşıntı gibi sorunlar daha sık görülüyor. Bu da su eksikliğinin en bariz belirtilerinden biri. Bunun yanı sıra yeterli sıvı alınmadığında baş ağrısı, konsantrasyon kaybı, yorgunluk ve halsizlik gibi belirtiler de ortaya çıkabiliyor.
Yeterince su içmeyenlerde bağışıklık sistemi zayıflayabiliyor. Özellikle soğuk algınlığı, grip gibi kış hastalıklarının daha sık ve şiddetli seyretmesinin altında da susuzluk yatabiliyor. Su, bağışıklık hücrelerinin düzgün çalışabilmesi için gerekli ortamı sağlıyor. Dolayısıyla, su tüketimi yalnızca fiziksel performansı değil, hastalıklara karşı direnci de doğrudan etkiliyor.
Birçok kişi, gün içinde içtiği çay ve kahveyle su ihtiyacını karşıladığını düşünebilir. Ancak bu içecekler idrar söktürücü etkiye sahip oldukları için vücuttan su atılımını artırıyor. Dr. Deniz, “Çay ve kahve sıvı gibi görünse de suyun yerini tutmaz. Aksine vücuttaki sıvı dengesini bozabilir,” diyerek bu yaygın yanılgıya dikkat çekiyor.
Su içme alışkanlığı oluşturmak çoğu kişi için kolay olmayabiliyor. Ancak bu alışkanlığı kazanmak için çeşitli yollar denenebilir. Eğer sade su içmek zor geliyorsa, suya limon, salatalık dilimleri, nane ya da tarçın gibi doğal tatlandırıcılar eklemek hem aroma katar hem de suyu içmeyi keyifli hale getirir.
Ayrıca, teknolojiden faydalanarak su içme hatırlatıcı uygulamalar kullanılabilir. Akıllı telefonlar aracılığıyla belirli aralıklarla su içmeniz gerektiğini hatırlatan alarmlar, bu alışkanlığı kazanmakta etkili olabilir.

Genel olarak, yetişkin bir bireyin günlük 1.5 ila 2 litre arasında su tüketmesi öneriliyor. Bu oran, kişinin kilosuna göre değişiklik gösterebilir. Ortalama olarak kilogram başına 30–35 ml su tüketimi yeterli kabul ediliyor. Çocuklar için bu miktar 1–1.5 litre arasında değişiyor.
Ancak her bireyin sağlık durumu farklıdır. Kalp yetmezliği, böbrek hastalığı veya elektrolit bozukluğu olan kişiler için aşırı sıvı tüketimi zararlı olabilir. Dr. Deniz, “Her şeyin fazlası zarar. 4 litreyi aşan sıvı alımı, böbrek fonksiyonları bozulmuş kişilerde ciddi sorunlara neden olabilir,” uyarısında bulunuyor. Bu nedenle, su tüketimini artırmadan önce kişisel sağlık durumunun da dikkate alınması gerekiyor.
Kışın su içme isteğiniz azalsa bile, vücudunuz hâlâ aynı düzeyde sıvıya ihtiyaç duyar. Özellikle soğuk havalarda kapalı alanlarda geçirilen uzun saatler, merkezi ısıtma sistemlerinin cildi kurutması ve düşük nem oranı, suyun önemini daha da artırıyor.
Sağlıklı bir kış mevsimi geçirmek istiyorsanız, çay ya da kahveyle yetinmeden düzenli su içmeyi alışkanlık haline getirmeniz şart. Unutmayın, susamış hissetmek için susuz kalmayı beklemek yerine, suyu günlük rutininizin ayrılmaz bir parçası haline getirmelisiniz.
Kış aylarında su içmeyi unutmak çok kolay. Özellikle gün boyu masa başında çalışırken ya da kalın kıyafetlerle dolaşırken, vücudun susuz kaldığını fark etmek gerçekten zorlaşıyor. Ben de uzun süre boyunca su içmeyi erteleyenlerden biriydim. Ancak cildimdeki kuruluk ve sürekli yorgunluk hissi sonrasında durup düşünmeye başladım. Her gün “zaten çok çay içtim, yeterlidir” diye kendimi kandırırken, aslında vücudumun ne kadar sinyal verdiğini göz ardı etmişim. Şimdi masama küçük bir sürahi koyarak bu alışkanlığı yeniden kazanmaya çalışıyorum. Bir yudum bile içsem, günün sonunda ciddi fark ettiğini hissediyorum. Su, sandığımızdan çok daha güçlü bir kaynak. Bazen en basit şeyleri hatırlamak bile sağlığımızı korumada en etkili adım olabiliyor. Unutma, su içmek kışın da en temel ihtiyaçlardan biri.